BAYRAMLARIN ARKASINDAN
25 Ekim 2012 de ilk gelen Kurban Bayramı eş dost ziyaret etme ve uzaktan gelenlerin
yakınlarıyla hasret giderme sevinçlerin akabinde, Milli bayram olan Cumhuriyet in 89, yılının Kutlanması oldu..
Bayramlara coşku ve sevinç yüklü hazırlanılır ve karşılanır. Aynı anlamda (Dini ve Milli duygular sistemin korumasında rahat özgürce, istenilen yer ve alanlarda kutlanılmalı ve bayram olarak da arkasında hiçbir pürüz bırakmadan, uğurlanmalıydı diye düşünüyoruz.. Çünkü, bayramlar coşku ve sevincin yanında barışı da birlikte çağrıştırır..
-Diğer bir konu, Kurban Bayramlarında hayvan kesme olayı..
Birileri ibadetin şekli yok ve kurban demek de kan akıtmak anlamında değildir, derken
bir diğerleri kesinlikle kurban hayvan kesmektir ve kan akıtılmalıdır görüşünü savunur.
Öyleyse, belli düzeyde Din eğitim almış bilginlerce konu masaya alınıp tartışılması gerekiyor demektir.. Haz: Muhammed bir hadisinde şöyle buyurmuşlardır..
((Ben ilmin şehriysem Haz.Ali de kapısıdır) Bu hadis çok insan tarafından da biliniyor olsa gerek..
Öyleyse; her konuda olduğu gibi dini konularda da, insanların aydınlanması açısından aydın bilim adamlarının fikir ve önerilerine de kulak asılmalı diye düşüyoruz& Aslında konu bazı din adamları tarafından günü geldiğinde tartışılıyor bile.. O konu da tartışılarak aydınlığa kavuşsun diyenlerin sayıları az değil..
-Gelelim; 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına; 89, yılında Cumhuriyet Bayramı resmi kutlamalar dışında halkça kutlanmasına ve Ata nın anıtına çelenk bırakılmasına yasak konduğu açıklandı..
Büyük Önder M. KEMALİN öncülüğünde uygarlıklara önü açılan Cumhuriyetin Bayramı herkesin topluca istediği yer ve mekanlarda kutlamalarına izin verilmemesine anlam çıkarmak oldukça zor doğrusu.. Eğer günün adı Dini ya da milli olsun bayram ise..
Cumhuriyetin ilan edildiği Meclis önüne gidip durup dururken binlerce insan üzerine gaz ve su sıktırmakta amaç ne olabilir ki? Birden fazla görsel medya ve yazılı basında da anlatıldığı gibi, otobüslerin önlerinin kesilip Ankara ya sokulmaması ve sert tavırlar Ana muhalefet partisi ve bazı parti ve sivil örgütler tarafından şiddetle kınandı.. İktidar polis gücünü Cumhuriyete karşı kullanıyor gibi açıklamalar da oldu..
Cumhuriyeti kutlamaya gelen on binlere, polisin sertçe, gaz ve su sıkma gibi hiçte şık olmayan o tavrı, hele de bir milli bayram kutlamalarında, sistemin bir ayıbı olarak değerlendirilmektedir. Hatta o insanlar üzerine bombaların havada uçaklardan atıldığını görüp diyenler de oldu..
Ben şunu söylemek istiyorum. Neler oluyor bu ülkede? Böl parçala yönet çılgınlığıyla iş başına gelip giden çok hükümetler gördü bu ülke, hem de arkalarında kavgalı kazalı bir ortam bırakarak gittiler..
Ancak yine de belli bir çoğunluk akıllanamadı, görün işte..
Halkımız Bayramlarda su ve gazla kovalanmayı ilk olarak yaşıyor dendi . Ne yapmıştı ki, bu memleketin o güzel insanları..?
Hor baktık mı karıncaya
Kırdık mı kanadını serçenin
Vurduk mu karacanın yavrusunu
Ya nasıl kıyarız insana
Deyip şiiri ezbere bilen ve öylesi bir dünyayı yaşamaktan yana olmayı isteyen insanlardı o insanlar..
Polise o emri veren sorumlu kişi, yapılanları merak edip izlemiş olmalı, koltuğuna yaslandığında bir düşünmüştür diye düşünmekteyiz.
Saygılarımla.
Ali Rıza UĞURLU
Kisisel Web Sitesi Giris