Aşık Hüdai (Sabri Orak)
Erenler Zehir Getirin Balınan Öldürmen Beni Bağrıma Diken Batırın Gülünen Öldürmen Beni Hüdaiyim Daldım Gama Saldı Beni Demden Deme Asın Kesin Yüzün Amma Dilinen Öldürmen Beni Fotoğraf: Bekir Karadeniz |
||
|
||
Duygular
Dönüştü Söze
Erenler Zehir Getirin
|
Kız Niçin Kız niçin bakıp bakıp gülersin Yanağında güller açılasıca Gülüp gülüp ne aklımı çelersin Güzeller sultanı seçilesice Bilir misin bana ne iş eyledin Aklımı fikrimi bir hoş eyledin İçkisiz mezesiz sarhoş eyledin Elinden badeler içilesice Koymayasın beni eller yerine Sana hizmet edem kullar yerine Gel bir koklayayım güller yerine Gül gibi kokusu saçılasıca Hüdai aşıktır ey ahu gözlü Yüreğimi yaktın ciğerim közlü İçimde yıllardır hasretin gizli Gel uğruna candan geçilesice Dostlarım Dostlarım hep bende kusur aradı Gerçek yanlarımı göremediler Yar dediğim yad ellere yaradı Sevdiklerim bana eremediler Saflar kandı fitnelerin sözüne Körler düştü kalleşlerin izine Dinamitler kondu suyun gözüne Yine de farkına varamadılar Kalmadı sevdiğim lezzetim tadım Devrildi seneler bak adım adım Yıllarımı insanlara adadım Bir günümü geri veremediler Göz koydular varlığıma malıma Kurtlar çoban oldu kuzularıma Zalimi koydular mazlum yerine Haklının hakkını aramadılar Hüdai'nin yaraları döşünde Duman eksik olmaz garip başında Yar yari pişirir aşk ateşinde Yarsızlar yarasın saramadılar Anlamaz ki Aşık olmak bir alemdir Tatmayanlar anlamaz ki Her sözü bir mücevherdir Tartmayanlar anlamaz ki Kim ki haktan olsa cüda İbadetten almaz gıda Bu yolda başını feda Etmeyenler anlamaz ki Sil gönlünün kem pasını Gütme benlik davasını Daim hasretlik yasını Tutmayanlar anlamaz ki Hüdai'yim kalksın perde Aşk ateşi yanar serde Eyüp gibi dertten derde Batmayanlar anlamaz ki Ateş İcat Olup Ateş icat olup tütün tütmeden Aşkın ocağında biz yanıp tüttük Güller açılmadan bülbül ötmeden Mana aleminde şakıdık öttük Her kaynaktan akmaz böyle duru su Bu yer gerçek erenlerin korusu Duygu çiçeğinden ilham arısı Sevgiden bal yaptı önce biz tattık Gönül diyarında sevda elinden Hasret dağlarından çile çölünden Peygamber izinden Allah yolundan Yirminci asırda biz geldik gittik İrfan sofrasının altın tasıyım Muhabbet suyunun şelalesiyim Hüdai Yunus'un sülalesiyim Tasavvuf ilmini biz tamam ettik Ayrı Duruyor Ey erenler yine bozuldu bendim Manalar dilimden ayrı duruyor Aşkın ateşine yandıkça yandım Dumanım külümden ayrı duruyor Bağbancı hasiret sümbül çiğdeme Bir od düştü yanar dertli sineme Seher vakti bülbül gelmez bu deme Bülbülüm gülümden ayrı duruyor Bu benim derdimin yok mu ilacı Bitip tükenmiyor çektiğim acı Gazel döktü şu ömrümün ağacı Yaprağım dalımdan ayrı duruyor Katlanayım dedim derde mihnete Gayrı gönül dayanmıyor hasrete Kader kısmet aldı attı gurbete Hüdai ilimden ayrı duruyor |
Arguvan Radyosu © 2009 2020 TASARIMSerkan. |