'Şöhretin kapanı' İMÇ çarşısı eleği astı
Ünlü olmak isteyenlerin yanık seslerinin yankılandığı çarşıda artık sessizlik hakim .
Bir zamanlar şöhretin ilk basamağı sayılan Unkapanı Plakçılar Çarşısı'nın eski ihtişamlı günlerinden eser yok. Yurdun dört bir yanından meşhur olmak isteyenlerin tek ve değişmez adresi olan çarşıda artık işler dijital ortamda yürüyor. Teknolojinin gelişmesi müziğe ulaşmayı kolay kılınca çarşı da payına düşen nasibi almış. Dijital çağla birlikte sanal ortama taşınan çarşıdaki esnaf adeta sinek avlıyor. 2000'li yıllarda patlayan internet furyası cd satışlarını bitirince albümler internet üzerinden satılmaya başlamış. Ünlü olmak isteyenlerin yanık seslerinin yankılandığı çarşıda artık sessizlik hakim. Bazı müzik şirketleri zamanla yerini tekstil mağazalarına bırakmış. Teknolojiye ayak uyduran yapımcılar ise eskiden kaset satışlarıyla ayakta kalırken şimdi müzik sitesi itunes'dan şarkı indirilmesiyle ticaretini sürdürüyor.
ÇARŞIDA HAREKET KALMADI
Müzik dünyasındaki değişimi konuşmak üzere bizde Plakçılar Çarşısı’nın yolunu tuttuk. Fatih Saraçhane'den Eminönü'ne uzanan İstanbul Manifaturacılar Çarşısı’nın 6. Blok’unda bulunuyor Plakçılar Çarşısı. Yıllar önce plakların ve kasetlerin hamallarla taşındığı çarşıda üç beş esnafın çay sohbetinden başka bir hareketlilik kalmamış. Uzun kuyruklar yerini boş koridorlara bırakmış. Çarşının en eskilerini sorunca bütün esnaf Elenor Müzik’'te birleşiyor. Biz de müzik dünyasında 40 yılını dolduran Müslüm Gürses, Ferdi Tayfur gibi isimlerle çalışan Muhteşem Candan'ı ziyaret ediyoruz. Candan geçmişten günümüze uzanan değişimi adeta bir film şeridi masanın üzerine seriyor. İlk önce 1970'lerin 45'lik plakları çıkıyor özel dolabından. Daha sonra ise döneme damga vuran ve ilk albüm özelliği taşıyan long-play plaklar yerini alıyor masada.
KASET, CD, BİLGİSAYAR...
Candan hemen şunu ekliyor sözlerine: "İlk long-play albümünü Bülent Ersoy'a yaptık. Milyonları geçik sattı. Bu bir rekor satıştı." Daha sonra ise 80'lerin kasetleri çıkıyor ortaya. Özellikle en çok satanlardan Müslüm Gürses'in kasetlerini koyuyor Candan. Kasetlerin ardından müzik dünyasının miladı sayılan cd'ler 1990'lı yılların parlaklığını yansıtıyor. Son olarak ise bilgisayar ekranını gösteriyor bize Candan. İşte bütün çalışmalarımız bu web sayfadan ibaret diye ekliyor.
Artık havada uçuşan sesleri satıyoruz
10 yıl öncesine kadar yılda 100 milyon albümün satıldığı Unkapanı'nda günümüzde bu rakam 5 milyona kadar inmiş. Eskiden albüm almak isteyenlerin uzun kuyruklar oluşturduğunu söyleyen yapımcı Muhteşem Candan, "Eskiden hamallar mal getirip götürüyordu. Şimdi mal satmıyoruz. Havada uçuşan sesleri satıyoruz. Artık her şey internet üzerinden. Bugün bir şarkı çıkıyor ertesi gün indirme sayısı satış sayısının 100 katına ulaşıyor" şeklinde konuşuyor. Sanal ortama geçişle birlikte korsan tehlikesinin büyüdüğüne dikkat çeken Candan, "Teknolojiyi kanunla desteklemek lazım. Bize her gelen teknoloji kanunsuz geliyor. Yasal çalışan firmalar var ama onun dışında binlerce illegal korsan site var. Bunların hepsini düzenleyici kanun olması lazım elimizde. Devlet bu sektöre sahip çıkması lazım. Eğer devlet sahip çıkmazsa yavaş yavaş sektör tükenme noktasına gelecek" şeklinde konuşuyor.
PiKAP TEKRAR ÜRETiLMEYE BAŞLAYINCA PLAK MODA OLDU
1980'li yıllara gelindiğinde plakların etkinliği ciddi oranda azaldı. Plağın çalındığı aygıt olan pikap üretiminin durmasıyla plak satışı kesildi. Bunun yerine yeni çıkan müzik setlerinde kaset ve CD çaların olması plağı tozlu raflara gönderdi. Fakat günümüzde plak tekrar moda oldu. Aranıp bulunamayan bir koleksiyon aracı haline geldi. Candan, plağın tekrar moda olmasını şuna bağlıyor.
80'lerden sonra müzik setlerine pikap koymadılar. Sadece CD ve kaset çalar koydular. Böylece CD ile müzik dinleme kalitesi arttı. Fakat dünyada tekrar pikap üretilmeye başlayınca plak tekrar trend haline geldi. Nostaljik havayı yakalamak isteyenler depolara atılan plaklara yüksek meblağlar ödemeye başladı. Tabii bunda plağın ayrı bir yeri var. Çünkü plağın bir çıtırtısı vardır insanları etkileyen. Kaydı çok farklıdır, direkt akustik olarak çekilen bir kayıt olduğu için dinleye çok farklı haz verir. Sanki yanında çalınıp söyleniyormuş havası vardır. Dijital kayıtlar gibi ses uzak değil yani.
PAZAR PAYI 1.2 MiLYAR $’DAN 60 MiLYON $’A DÜŞTÜ
Müzik dünyasında Demet Akalın'dan Gülben Ergen, Hadise'ye kadar yüzlerce ünlü isme albüm yapan Seyhan Müzik’in sahibi Bülent Seyhan pazarın maddi boyutunu konuştuk. Müzik sektöründe pazar payının ciddi anlamda düştüğünü belirten Seyhan, "Albüm satışları eskiden yılda 100-120 milyon albüm satılıyordu. Şimdi ise bu sayı 5 milyona kadar düştü. Eskiden 1.2 milyar dolarlık pazar payı varken 50-60 milyon dolarlık pazar payına düştü. Müzik sektörü şuanda can çekişiyor. Korsan ciddi anlamda müziğe zarar verdi. Müziğin fiziki olarak bir satışı yok artık" şeklinde konuştu.
Müslüm Gürses Urfa'nın bir çay bahçesinden gelmişti
Türk sinemasında görmeye alışık olduğumuz Unkapanı sahnelerinin bilinenin aksine şehir efsanesi olduğunu söylüyor Candan. Filmlerde köyden bağlamasını alıp sesini dinletmek için Unkapanı'na gelerek kimsenin meşhur olmadığını söyleyen yılların yapımcısı Candan şunları anlatıyor: Filmlerde hep olur ya, bağlamasıyla gelir köyden, ona albüm yapılır meşhur olur. Bunlar şehir efsanesi. Gelip kendini dinletmek isteyenler var ama 40 yıldır meşhur olanını görmedim. Koskoca Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses gelip buralarda bağlama ile şarkı söyler mi? Bunların bir temeli var zaten. Bir kere bu insanlar yaşadıkları şehirde meşhur olmuş kişiler. Yaşadıkları Adana, Urfa gibi şehirler onları buralara itmiş. Mesela Müslüm Gürses'e de 30 albüm yaptım. Onun başlangıcı Şanlıurfa'da bir çay bahçesi. Orada meşhur olduktan sonra buralara gelmiştir."
CİHAN ACAR - BUGÜN GAZETESİ
ÇARŞIDA HAREKET KALMADI
Müzik dünyasındaki değişimi konuşmak üzere bizde Plakçılar Çarşısı’nın yolunu tuttuk. Fatih Saraçhane'den Eminönü'ne uzanan İstanbul Manifaturacılar Çarşısı’nın 6. Blok’unda bulunuyor Plakçılar Çarşısı. Yıllar önce plakların ve kasetlerin hamallarla taşındığı çarşıda üç beş esnafın çay sohbetinden başka bir hareketlilik kalmamış. Uzun kuyruklar yerini boş koridorlara bırakmış. Çarşının en eskilerini sorunca bütün esnaf Elenor Müzik’'te birleşiyor. Biz de müzik dünyasında 40 yılını dolduran Müslüm Gürses, Ferdi Tayfur gibi isimlerle çalışan Muhteşem Candan'ı ziyaret ediyoruz. Candan geçmişten günümüze uzanan değişimi adeta bir film şeridi masanın üzerine seriyor. İlk önce 1970'lerin 45'lik plakları çıkıyor özel dolabından. Daha sonra ise döneme damga vuran ve ilk albüm özelliği taşıyan long-play plaklar yerini alıyor masada.
KASET, CD, BİLGİSAYAR...
Candan hemen şunu ekliyor sözlerine: "İlk long-play albümünü Bülent Ersoy'a yaptık. Milyonları geçik sattı. Bu bir rekor satıştı." Daha sonra ise 80'lerin kasetleri çıkıyor ortaya. Özellikle en çok satanlardan Müslüm Gürses'in kasetlerini koyuyor Candan. Kasetlerin ardından müzik dünyasının miladı sayılan cd'ler 1990'lı yılların parlaklığını yansıtıyor. Son olarak ise bilgisayar ekranını gösteriyor bize Candan. İşte bütün çalışmalarımız bu web sayfadan ibaret diye ekliyor.
Artık havada uçuşan sesleri satıyoruz
10 yıl öncesine kadar yılda 100 milyon albümün satıldığı Unkapanı'nda günümüzde bu rakam 5 milyona kadar inmiş. Eskiden albüm almak isteyenlerin uzun kuyruklar oluşturduğunu söyleyen yapımcı Muhteşem Candan, "Eskiden hamallar mal getirip götürüyordu. Şimdi mal satmıyoruz. Havada uçuşan sesleri satıyoruz. Artık her şey internet üzerinden. Bugün bir şarkı çıkıyor ertesi gün indirme sayısı satış sayısının 100 katına ulaşıyor" şeklinde konuşuyor. Sanal ortama geçişle birlikte korsan tehlikesinin büyüdüğüne dikkat çeken Candan, "Teknolojiyi kanunla desteklemek lazım. Bize her gelen teknoloji kanunsuz geliyor. Yasal çalışan firmalar var ama onun dışında binlerce illegal korsan site var. Bunların hepsini düzenleyici kanun olması lazım elimizde. Devlet bu sektöre sahip çıkması lazım. Eğer devlet sahip çıkmazsa yavaş yavaş sektör tükenme noktasına gelecek" şeklinde konuşuyor.
PiKAP TEKRAR ÜRETiLMEYE BAŞLAYINCA PLAK MODA OLDU
1980'li yıllara gelindiğinde plakların etkinliği ciddi oranda azaldı. Plağın çalındığı aygıt olan pikap üretiminin durmasıyla plak satışı kesildi. Bunun yerine yeni çıkan müzik setlerinde kaset ve CD çaların olması plağı tozlu raflara gönderdi. Fakat günümüzde plak tekrar moda oldu. Aranıp bulunamayan bir koleksiyon aracı haline geldi. Candan, plağın tekrar moda olmasını şuna bağlıyor.
80'lerden sonra müzik setlerine pikap koymadılar. Sadece CD ve kaset çalar koydular. Böylece CD ile müzik dinleme kalitesi arttı. Fakat dünyada tekrar pikap üretilmeye başlayınca plak tekrar trend haline geldi. Nostaljik havayı yakalamak isteyenler depolara atılan plaklara yüksek meblağlar ödemeye başladı. Tabii bunda plağın ayrı bir yeri var. Çünkü plağın bir çıtırtısı vardır insanları etkileyen. Kaydı çok farklıdır, direkt akustik olarak çekilen bir kayıt olduğu için dinleye çok farklı haz verir. Sanki yanında çalınıp söyleniyormuş havası vardır. Dijital kayıtlar gibi ses uzak değil yani.
PAZAR PAYI 1.2 MiLYAR $’DAN 60 MiLYON $’A DÜŞTÜ
Müzik dünyasında Demet Akalın'dan Gülben Ergen, Hadise'ye kadar yüzlerce ünlü isme albüm yapan Seyhan Müzik’in sahibi Bülent Seyhan pazarın maddi boyutunu konuştuk. Müzik sektöründe pazar payının ciddi anlamda düştüğünü belirten Seyhan, "Albüm satışları eskiden yılda 100-120 milyon albüm satılıyordu. Şimdi ise bu sayı 5 milyona kadar düştü. Eskiden 1.2 milyar dolarlık pazar payı varken 50-60 milyon dolarlık pazar payına düştü. Müzik sektörü şuanda can çekişiyor. Korsan ciddi anlamda müziğe zarar verdi. Müziğin fiziki olarak bir satışı yok artık" şeklinde konuştu.
Müslüm Gürses Urfa'nın bir çay bahçesinden gelmişti
Türk sinemasında görmeye alışık olduğumuz Unkapanı sahnelerinin bilinenin aksine şehir efsanesi olduğunu söylüyor Candan. Filmlerde köyden bağlamasını alıp sesini dinletmek için Unkapanı'na gelerek kimsenin meşhur olmadığını söyleyen yılların yapımcısı Candan şunları anlatıyor: Filmlerde hep olur ya, bağlamasıyla gelir köyden, ona albüm yapılır meşhur olur. Bunlar şehir efsanesi. Gelip kendini dinletmek isteyenler var ama 40 yıldır meşhur olanını görmedim. Koskoca Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses gelip buralarda bağlama ile şarkı söyler mi? Bunların bir temeli var zaten. Bir kere bu insanlar yaşadıkları şehirde meşhur olmuş kişiler. Yaşadıkları Adana, Urfa gibi şehirler onları buralara itmiş. Mesela Müslüm Gürses'e de 30 albüm yaptım. Onun başlangıcı Şanlıurfa'da bir çay bahçesi. Orada meşhur olduktan sonra buralara gelmiştir."
CİHAN ACAR - BUGÜN GAZETESİ