Aşık Şenlik
Asıl adı Hasan olup 1850'de
Çıldır'ın Suhara (Yakınsu) köyünde doğmuştur. Aşık Şenlik
Terekeme (Karapapak) boyundandır. Karapapak ağzını en yetkin biçimde
kullanan Şenlik, 14 yaşında kuş avcılığı yaparken dere
boyunda uyuya kalmış, düşünde aşk badesini içmiş. Kalkınca
şiir söylemeye başlamış. 19 yaşında iken Ahılkelek'in Lebis
köyünden Aşık Nuri'den saz çalmayı öğrenmiştir. Kars, Ahıska,
Borçalı, Tiflis, Gürü ve Revan'ı , dolaşmış, çağının birçok
aşığıyla karşılaşmalar yapmıştır. Edebiyat araştırmacısı Nejat Birdoğan, Şenlik'in
şiir dünyasına eğilirken şunları söyler: "Artık, ozanlığa
ve deyişlere bir düşle boşlamalarının gerçek olduğunda şüphe,
kalmayan bütün halk ozanlarının düşünü Şenlik de görmüştür.
Bu düşte bade yoktur. Sadece Salatın isminde bir kız görmüş,
bu görüş kızın ardı sıra yanıp tutuşmasına yetmemiştir.
Nitekim ozanımız da Huri isminde bir kızdan başkasına yanıp
tutunma ve bağlanma yoktur. Huri de çabuk unutulmuştur. Dinleyin ahbaplar, yaran yoldaşlar dizeleriyle şenlik hayatına
başlayan ozan, güvenlidir. Bu tatlı derdin bir yandan kendini
kemirirken diğer yandan da kendine bir ün bırakacağına emindir.
O, dizelerinde bazen bir altın, bazen bir aşra vurulan direk
olarak kendisini görür: Men bir zerem zer kadrini bilene veya,
Rütbem arşa direk oldu, hak ile yaksan menem. Manasız mantıksız sözü bilmenin faydası ne? İtibar dediğin elde bir muhalif şişedir veya Kadir Allah budur senden dileğim Men ezzinam ayağa Nazlım olurup ayağa Aman aman mağıl dolan mert yiğit Şenlik çağı, halk ozanları bakımından geniş
ve güçlü bir çağdır. Ozanımız bu ozanlardan Feryadi,
Mazlumi, Sümmani, Aşık Abbas ve İzani ile karşılaşmıştır.
Sümmani, ile bütün hayatları boyunca bir kardeş gibi yaşamışlardır.
Söylentiye göre bir karşılaşmalarında uzun boylu çaba sarf
edip, Dil olarak ağdalı bir dil kullandığı görülse
de, çağının ozanlarında genel olarak görülen bu durum, salt
Şenlik için eleştiri konusu edilebilecek bir özellik değildir. 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşının
olduğu dönemde Şenlik kahramanlık destanlarıyla, koçaklamalarıyla
yöredeki milis kuvvetlerin direnç kaynağı olmuştur. Kars'ın Ermenilerle dolu olduğu
günlerde, Çıldır'dan Kars'a gelen Aşık Şenlik, durumun kötü
olmasından, geri döner. Dönerken yolda arkasında süvarileriyle,
bir Rus Generali rastlar. Kendisinden vaziyet hakkında ve Rus Çarlığını
mı, yoksa Osmanlıların yanında mı yer alacağını soran Rus
generaline şu yanıtı
verir: Hulusi gabilden bilsen fikrimi Men Allah'tan Al'osmanı isterem. Süleyman mülkünde bergarar
duran Al'osman şahım var şahlar serveri Kaftan kafa zirü zeminden beri Var imiş ettiğim yetişti belam Mülkünde saltanat hükmünde alem Divanında Şevket Şam isterem. Gam günlü Şenlik'in gönlünün şadı Çıkmaz hatırımdan Al'osman adı, Gidipti dünyanın lezzeti tadı Mahşer günü bir mekanı isterem.
Bunu
dinleyen Çarlık Rusyası nın generali bu büyük ozanımızı
kutlayarak "Eğer Çarlık Rusyasını istiyorum deseydin,
hemen boynunu vurduracaktım. Tam dinine sadıkmışsın."
diyerek, yirmi beş lira da mükafat verir. Zamanın tanınmış bir
çok aşıklarıyla karşılaşmalarda bulunan Şenlik, istilacılarla
mücadele veren en güçlü aşık olarak bilinir. 1913 yılında, Revan'da hanlar arasında yapılan
bir düğünde, toy babası seçimi için bilinmedik bir hikaye yarışı
başlar. "Latif Şah" hikayesi Revan'lı Bala Mehmet tarafından,
okununca, aldığı birincilikle, başını belaya sokar. Toy babası
seçimini kazanan Bala Mehmet, bazı hanlar tarafından sıkıştırılarak,
hikayenin ustasının gelmemesi halinde başının vurulacağını
belirtirler. Hanların baskısı üzerine Şenlik'e gelen aşık,
onu da alıp, Revan'a giderler. Oradaki aşıklar Şenlik'in atışmalarda
yendiği, bağladığı kişiler olup, Aşık Şenlik'e kin
besleyenlerdir. Revan'da yapılan atışmalarda da yenilirler. Zaten
kinli olana bu aşıklar, Şenlik'e bir tuzak kurarak, yemeğine
zehir katarlar. Hastalanan Aşık Şenlik, trenle Arpaçay'a kadar
gelir, Dilaver köyünde iyice hastalanır ve ölür. Cenazesi
Akbaba'nın Hozu köyüne ve oradan Çıldır'ın Suhara köyüne
getirilir. Mezarı buradadır.
Guşanın kılıcı geyinin donu Gavga bulutları sardı her yanı Gavga günü namert sapa yer arar Boz atlar üstünde gılıç çalınır Can sağ iken yurt vermeniz Din gayreti olan tedarik görün Can sağ iken yurt vermeniz düşmana Benesferdir bilin Urus'un aslı Orman yabanisi balıkçı nesli Nınzır sürüsüne dalıp kurt misli Can sağ iken yurt vermeniz düşmana Sıyra gılıç düşman üstüne
sürün Can sağ iken yurt vermeniz düşmana
|
|