ZİYARETÇİ DEFTERİ
Ziyaretçi Defterine Yaz
GÜLEMEZ OLDUK//
Niçin bu savaşlar, nedir bu hır gür
Önümüz toz duman, göremez olduk
Sabahı bekledik, bir kara duman
Bir güzel sabaha, giremez olduk
Bu güzel insanlar, aş iş derdinde
Kaygılar oturmuş, çıkmaz serinde
Dünden korkuluyuz, kaygı ilerde
Dertleri kimseye, diyemez olduk
Dua duyduk daldık, olduk aşina
Beddua´dan korktuk, boşu boşuna
Sırtımızı döndük, cahil taşına
Biz bize bir akıl, veremez olduk
Yarınları saydık, saydık bitmedi
Ocaklar körlendi, baca tütmedi
Fukaralık girdi, evden gitmedi
Murat derler neydi, eremez olduk
Ali Rıza´m sesi, duyanda yoktur
Yara azdı bir bez, saranda yoktur
Kavgada araya, duranda yoktur
Bir kez gün aşırı, gülemez olduk.
Saygılarımla..
G
HALKLAR KOALİSYON DEDİ//
7, Haziran 2015 seçmeni dört siyasi partiye ‘’hadi şimdi, verdiğiniz sözlerin arkasına diyor..
Peki neydi o meydanlara çağrılan seçmene verilen sözler?
-Yolsuzlukların, hukuksuzlukların üzerine gidip hesap sormak
-Emeklilere iki bayram ikramiye
-Resmi kurumlarda taşeron işçiliğine son
-Asgari ücretleri bir buçuk katına çıkarmak ve işsizlikle mücadele
- Zonlu din derlerini kaldırılması
-Halkların huzurlu ve barış içinde üreterek ve üretileni paylaşmak vs..
İktidar partisinin dışında parlamentoya gönderilen ‘’üç yasa yapacak olan partinin, seçim bildirilerinde
birbirine yakın bu açıklamaları aşağı yukarı, her seçmenin okuduğu gibi sandığa gittiği biliniyor olsa
gerek.. Öyleyse, (CHP- HDP- MHP) yukarda sıraladığım vaadler siz üç partiye ait olduğu ve bu verilen
sözlerin yerine getirilmesi için, ‘’ortak bir hükümet olma teklifini bile almadan’’ hazırlıklar içinde
olduğunuza inanıyoruz..
Sonuçların ülkemiz ve halklarımız için hayırlara vesile olması dileğimle çalışmalarınızda kolaylıklar
diliyoruz..
Saygılarımla.
487
Ziyaretçi defteri kaydı
<< Başlangıç < Önceki 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Sonraki > Son >>
Ali Rıza UĞURLU
27 Ağustos 2015 14:04 | Arguvan İsaköy Mahallesi
GÜLEMEZ OLDUK//
Niçin bu savaşlar, nedir bu hır gür
Önümüz toz duman, göremez olduk
Sabahı bekledik, bir kara duman
Bir güzel sabaha, giremez olduk
Bu güzel insanlar, aş iş derdinde
Kaygılar oturmuş, çıkmaz serinde
Dünden korkuluyuz, kaygı ilerde
Dertleri kimseye, diyemez olduk
Dua duyduk daldık, olduk aşina
Beddua´dan korktuk, boşu boşuna
Sırtımızı döndük, cahil taşına
Biz bize bir akıl, veremez olduk
Yarınları saydık, saydık bitmedi
Ocaklar körlendi, baca tütmedi
Fukaralık girdi, evden gitmedi
Murat derler neydi, eremez olduk
Ali Rıza´m sesi, duyanda yoktur
Yara azdı bir bez, saranda yoktur
Kavgada araya, duranda yoktur
Bir kez gün aşırı, gülemez olduk.
Saygılarımla..
G
Ali Rıza UĞURLU
11 Temmuz 2015 07:28 |
AZANLAR DA VAR //
Seyrettim semayı, gezdim Alemi
Arada kar tipi, tozanlar da var
Nede olsa hava, cana bedava
Emip boş kafayla, gezenlerde var
Aklını kullanmaz, tabu esiri
Alıp baş ederler, zorba herifi
Dünyamıza, doldurdular zehiri
Geleceğe kuyu, kazanlarda var
Günah neyse bence, haram yemektir
Kulu kandırıp da, yalan demektir
İbadetse dem de, sazlı sohbettir
Kolanyadan abdest, bozanlarda var
Çok aradım candan, gel dost diyeni
Yüzüm görüp, güle güle geleni
Tabiat ı canlı, için seveni
Birkaç doğru dürüst, yazanlarda var
İnan olsun bilip, haram yemedim
Doğaya borçluyum, can incitmedim
Doğu batı deyip, kul ayırtmadım
Onun için bana, kızanlarda var
Bu dünya anadan, doğanlarındır
Üstünde dolaşıp, duranlarındır
Kazma kürek emek, verenlerindir
Samanın altına, sızanlarda var
Biz bizden olanı, bilirsek yeter
Doğruyu eğriyi, görürsek yeter
Adam doğduk, adam ölürsek yeter
Kabrine veballa, dalanlarda var
Ali Riza´m, kuru laftan arındım
Sanmasın ki kimse, şahsa darıldım
Ustad görmek için, koştum yoruldum
Zamanın çarkında, azanlarda var
Saygılarımla..
Seyrettim semayı, gezdim Alemi
Arada kar tipi, tozanlar da var
Nede olsa hava, cana bedava
Emip boş kafayla, gezenlerde var
Aklını kullanmaz, tabu esiri
Alıp baş ederler, zorba herifi
Dünyamıza, doldurdular zehiri
Geleceğe kuyu, kazanlarda var
Günah neyse bence, haram yemektir
Kulu kandırıp da, yalan demektir
İbadetse dem de, sazlı sohbettir
Kolanyadan abdest, bozanlarda var
Çok aradım candan, gel dost diyeni
Yüzüm görüp, güle güle geleni
Tabiat ı canlı, için seveni
Birkaç doğru dürüst, yazanlarda var
İnan olsun bilip, haram yemedim
Doğaya borçluyum, can incitmedim
Doğu batı deyip, kul ayırtmadım
Onun için bana, kızanlarda var
Bu dünya anadan, doğanlarındır
Üstünde dolaşıp, duranlarındır
Kazma kürek emek, verenlerindir
Samanın altına, sızanlarda var
Biz bizden olanı, bilirsek yeter
Doğruyu eğriyi, görürsek yeter
Adam doğduk, adam ölürsek yeter
Kabrine veballa, dalanlarda var
Ali Riza´m, kuru laftan arındım
Sanmasın ki kimse, şahsa darıldım
Ustad görmek için, koştum yoruldum
Zamanın çarkında, azanlarda var
Saygılarımla..
Ali Rıza UĞURLU
30 Haziran 2015 14:36 | İsa Köyö Mahallesi
SAVAŞA HAYIR //
7. Haziran da seçmen tüm partilerden dört siyasi partiye hadi ülkeyi yönetin dedi. Öyleyken iktidar partisi seçmenden istediğini alamayınca, ortaklaşa bir yönetime yol göründü ve kaçınılmazdır da..
İyi de güven oyu alacak bir ortaklık oluşabilecek mi diye akılları karışmaya başladı.. Bu herkes tarafından günün konusu oldu, anlık olarak konuşuluyor da.. Hani ya, ‘’tüm seçime katılan partilerin hedefi ‘’ 13 yıllık iktidara ‘’hukuksuzluklar oldu deyip hesabı soracaklardı.. Şimdiyse, kim kimle nasıl ve nerede anlaşacak, herkes ayrı ayrı kırmızı çizgilerinden söz etmeye başladı..
Kafalar karışık.. Tamam da, bu 80 Milyon nüfuslu ülke yönetilmeyecek mi?, Elbette ki, Türkiye bir hukuk ülkesidir, usulsüzlükler olduysa tümden yargıya taşınıp hesabı sorulmalıdır..
Tabi ki, bir hukuk ülkesi başı boş sorumsuz iktidarlar eliyle kesinlikle yönetilmemelidir..
Şu sıra öncelikle meclise başkanı için kimin olacağı çalışmaları sürdürülüyor ve birlikte güven oyu alacak bir ortaklık oluşacak mı?, kamu da bu kaygı da ağırlıklı..
Işıt denen canilerin son olarak giriştiği katliamların akabinde, Türkiye nin korkunç hatta kabul edilemeyecek bir sınır dışı askeri hareket peşinde olduğu söylenmekte.. Kesinlikle (SAVAŞA HAYIR) Dünya milletler Birliğinin sorumsuzca IŞIT denen insan düşmanı örgütün katliamları karşısında sorumsuzluğu kabul edilmemelidir edilemez de.. Bu örgüt, çıkar için insan düşmanı eylemcilerin arkasında olanların örgütü müdür?, ya da neden çoluk çocuk katleden IŞID ın içler yakan eylemlerine kör gibi bakıp durmaktalar..?
Öncelikle Ülkemiz insancıl bir dünya düzeni için adımlarını atmalı ve tüm ülke insanları olarak.
(SAVAŞA KESİNLİKLE HAYIR) demeliyiz..
Saygılarımla..
7. Haziran da seçmen tüm partilerden dört siyasi partiye hadi ülkeyi yönetin dedi. Öyleyken iktidar partisi seçmenden istediğini alamayınca, ortaklaşa bir yönetime yol göründü ve kaçınılmazdır da..
İyi de güven oyu alacak bir ortaklık oluşabilecek mi diye akılları karışmaya başladı.. Bu herkes tarafından günün konusu oldu, anlık olarak konuşuluyor da.. Hani ya, ‘’tüm seçime katılan partilerin hedefi ‘’ 13 yıllık iktidara ‘’hukuksuzluklar oldu deyip hesabı soracaklardı.. Şimdiyse, kim kimle nasıl ve nerede anlaşacak, herkes ayrı ayrı kırmızı çizgilerinden söz etmeye başladı..
Kafalar karışık.. Tamam da, bu 80 Milyon nüfuslu ülke yönetilmeyecek mi?, Elbette ki, Türkiye bir hukuk ülkesidir, usulsüzlükler olduysa tümden yargıya taşınıp hesabı sorulmalıdır..
Tabi ki, bir hukuk ülkesi başı boş sorumsuz iktidarlar eliyle kesinlikle yönetilmemelidir..
Şu sıra öncelikle meclise başkanı için kimin olacağı çalışmaları sürdürülüyor ve birlikte güven oyu alacak bir ortaklık oluşacak mı?, kamu da bu kaygı da ağırlıklı..
Işıt denen canilerin son olarak giriştiği katliamların akabinde, Türkiye nin korkunç hatta kabul edilemeyecek bir sınır dışı askeri hareket peşinde olduğu söylenmekte.. Kesinlikle (SAVAŞA HAYIR) Dünya milletler Birliğinin sorumsuzca IŞIT denen insan düşmanı örgütün katliamları karşısında sorumsuzluğu kabul edilmemelidir edilemez de.. Bu örgüt, çıkar için insan düşmanı eylemcilerin arkasında olanların örgütü müdür?, ya da neden çoluk çocuk katleden IŞID ın içler yakan eylemlerine kör gibi bakıp durmaktalar..?
Öncelikle Ülkemiz insancıl bir dünya düzeni için adımlarını atmalı ve tüm ülke insanları olarak.
(SAVAŞA KESİNLİKLE HAYIR) demeliyiz..
Saygılarımla..
Ali Rıza Uğurlu
10 Haziran 2015 14:31 | İsaköy Mahallesi
HALKLAR KOALİSYON DEDİ//
7, Haziran 2015 seçmeni dört siyasi partiye ‘’hadi şimdi, verdiğiniz sözlerin arkasına diyor..
Peki neydi o meydanlara çağrılan seçmene verilen sözler?
-Yolsuzlukların, hukuksuzlukların üzerine gidip hesap sormak
-Emeklilere iki bayram ikramiye
-Resmi kurumlarda taşeron işçiliğine son
-Asgari ücretleri bir buçuk katına çıkarmak ve işsizlikle mücadele
- Zonlu din derlerini kaldırılması
-Halkların huzurlu ve barış içinde üreterek ve üretileni paylaşmak vs..
İktidar partisinin dışında parlamentoya gönderilen ‘’üç yasa yapacak olan partinin, seçim bildirilerinde
birbirine yakın bu açıklamaları aşağı yukarı, her seçmenin okuduğu gibi sandığa gittiği biliniyor olsa
gerek.. Öyleyse, (CHP- HDP- MHP) yukarda sıraladığım vaadler siz üç partiye ait olduğu ve bu verilen
sözlerin yerine getirilmesi için, ‘’ortak bir hükümet olma teklifini bile almadan’’ hazırlıklar içinde
olduğunuza inanıyoruz..
Sonuçların ülkemiz ve halklarımız için hayırlara vesile olması dileğimle çalışmalarınızda kolaylıklar
diliyoruz..
Saygılarımla.
Ali Rıza UĞURLU
01 Haziran 2015 11:13 | İsaKöy Mahallesi
DEĞERLİ OKURLARIMIN DİKKATİNA SUNUYORUM//
30 Mayıs saat 12.sularında Sayın Emekli Komser Ahmet beyin daveti üzere Bozan Mah. de değerli düşünür ‘’SULTAN HATIN’’ın Türbesine yapılan oturma alanına sunulan hizmetle ilgili açılışa katıldım..
Öncelikle ‘’Arsayı bağışlayan ve diğer katkılarda bulunanlar için, emek ve hizmette bulunanlar da dahil hepsine yürekten teşekkür ediyorum.. Asıl Konum Gelince;
Aynı köyden S. Ali İhsan ÖZTÜRK katılımcılara verilen lokma esnasında (Şah Sultan Divanı) yazılı 71 sayfalık bir kitabını 10 TL karşılığı dağıttı.. Ancak, bir sürü kitaplarımı kendisine karşılıksız vermeme rağmen, kitabını istedim se de bana bir türlü vermedi.. Her neyse;
Değerlerimiz olan (DERVİŞ MUHAMMET; AHMET AŞIKİ; SULTAN HATUN, ların yaşamını konu aldığım kitabım ve yazılarımda bunların doğumu ile ilgili alıntıdan başka bir şey almadan, beni de kaynak göstererek zamanın beylerine ‘’bir yerlerden toplamış ağza alınmayacak ağır suçlamalarla verip veriştirmiş..
Saygı duyduğumuz değerli düşünür ‘’Derviş Muhammed’in Babası ‘’Seyit Hüseyin HB a dergaha giderken soyu seyit Derviş Ali yi İsa Köyde duyup döner her geldiğinde de İsa Köyü Beylerine misafir olur ve Avşar kızı Derviş Muhammed in annesi Fatma ile evlendiren de yine Beyler olur.. Her gelmesinde DERVİŞ ALİ ile birlikte ağırlayıp, dergaha uğurlayan, da yine köye yerleşmiş olan Oğuzların Bey Dili kolundan oldukları için adlandırılan İsa köyü beyleridir.. Onlara demediği kalmamış..
Bu şahısla Ali İh, Beyle uzun zamandır samimiyiz de..
Bu vesileyle dost ve arkadaş edinmekte herkesi dikkatli olmaya da davet ediyorum..
Burada değerli okuyucularıma, yazılıp yapılan suçlamaların bir bölümünü kitabın S.8 i olduğu gibi alıyor
ve değerlendirmeye davet diliyorum..
Yazı Şöyle, İsa Köyün de kalan Şah Sultan, Derviş Muhammed’in, ve Ahmet Aşıki’nin yolunu izler, haksızlıklara, yolsuzluklara, zulüm ve baskılara karşı geldikleri gibi, (rakı, şarap ve tütün gibi içeceklerle savaşmaya devam ederler, Derviş Muhammed ve Aşıki-nin köyden sürülmesinin ardından evliyalığa özeniyor gerekçesiyle köyün ileri gelenleri tarafından Şah Sultan’a da zulm etmeye başlamışlardır…
Kitabında beni de kaynak olarak gösteren Ali İhsan Bey, kitabımın sayfasından o değerlerimizin yaşamı ile ilgili yaptığım açıklamalardan tek kelime bile almadan, ‘’amacı neyse’’ Şah Sultan’’nın evini o dönem her kim basmışsa, zamanın beylerine vermiş veriştirmiş.. Aslında bu arkadaş bu konuları ne konuşur de bir öğrenme merakı vardı, demek oluyor ki sayın Ali İhsan Bey ‘’Araştırmacı yazar olmuş ve yazıyor da .. Her neyse..
Bir yerleden topladığı uyduruk suçlamalara bir bakıldığında, o değerlerimize ‘’kovuldular gibi yakıştırmaları bir konu etmiş yazıp dağıtıyor da.. S. Araştırmacı yazar Devam ediyor..
Şah Sultan, Derviş Muhammed, Ahmet Aşıki (Rakı, Şarap ve tütün gibi içkilerle savaşmaya devam ederlerken, köyün ileri gelenleri evliyalığa özeniyor gerekçesiyle Şah sultan a zulm etmeye başlamışlar..
İlerde yine devam ediyor, zaptiyeler Şah sultanı alıp götürürken atı tökezir Şah Sultan düşer zaptiyalar dönüp bakarlar ki Şah Sultan’’nın her tarafı elleri falan YEŞİL olmuş, bırakır giderler..Vay garibim vay, hangi çağda yaşıyoruz.. ‘’DBOUAİK’’ kitabımda Ben bu değerimiz düşünürümüz ‘’SULTAN HATUNU 17, yy yılın kadın şairi olarak bilinir ve öylede onura edilmektedir diye yazdım..
Değerlendirmeye sunduğum önemli konu, (Horasandan kalkıp 1071 de gelip Anadolu ya dağılıp kalanlardan (Derviş, Dede, Aşık, Şair, Pir, Mürşit hatta, 7 Ulu ozanımız da dahil, ‘’Şaraba Rakıya karşı mücadele etmiştir diyebilecek birilerini gösterilebilirler mi? S. Ali İhsan ÖZ. seni rakı sofralarında çok gördüm, O değerlerimizin karşı olduğu Rakı sofralarına niçin oturuyordun ki, hatırlarsın herhalde..
S. Araştırmacı yazar bey.. Öyleyken, Anadolu da insanı keşfeden önemini bizlere öğüt edenlerin, meclislerinde sohbetlere araç olarak kullandıkları (Dem, Mey, Dolu, Bade) de denilenler ‘’şarap ve rakı dır..
(Derviş Muhammed , Ahmet Aşıki, Şah Sultan ı bunlardan ayrı nasıl düşünebilirler ki,? ‘’Derviş Muhammed ve Ahmet Aşık inin beyitlerinde bade sunduklarından söz edilir.. Hayır haksızlık oluyor, önce onların huzuruna ve sora da, Anadolu Alevileri ve bektaşilerden ‘’öğretiye yakışmayan açıklamalarınızdan dolayı özür dilenmeniz gerekir..
Üç ulu kişilerden ‘’Derviş Muhammed ve Sah Sultan aynı yılda 1755 doğumlu eşit yaşta olduklarını bende öğrenip yazmıştım ve Ahmet Aşıki ise 1763 doğumlu olduğu tüm kaynaklarda gözükmektedir..
Babasının vefatı sırasında küçük denecek genç yaşlarda olan Derviş Muhammed ve diğer iki düşünürler, İsa köyde yetişkin yaşta, Beğlerin de Rehberi olan Baskil e bağlı Dabanbük lü Teslim Abdal ın torunu Derviş Ali den feyiz ‘’eğitim’’ aldıkları bilinir. Anzahar da buluşup hizmete açılmalarının asıl nedeni de biri birlerine olan manen gönül bağlarıdır..
Defalarca kitabımda yazılarımda ve konuşmalarımda o üç değerimizi ve yaşamlarını herkesle iyiden iyiye paylaşmışımdır.. Beyler 13 yy ortalarında İsa Köy Mahallesine ikrarlı alev olarak gelmişler ve o geleneğe de sıkı sıkıya bağlı olarak yörede de bilinirler.. Öyleyken; O konuda taş oymalar üzerinde kayıtları isbata da hazırım..
Bir de beyleri sonradan dönme alevi olarak kitabına koymuş.Ve rakıya şaraba karşı mücadele eden bu değerlerimizi köyden kovmuşlar diyorsunuz.. Ben araştırdım, araştırmacı dostlara sordum,
1071 de Anadolu ya giren Türkmen ler tümden Alevilerdi, günümüze dek, sünnilikten Aleviliğe dönen ‘’Boy, kabine, sülale, aile var mıdır?, ben bulamadım, Alevilikten Sünnileşen bir sürü sayabiliriz..
Saygılarımla Arzolunur..
30 Mayıs saat 12.sularında Sayın Emekli Komser Ahmet beyin daveti üzere Bozan Mah. de değerli düşünür ‘’SULTAN HATIN’’ın Türbesine yapılan oturma alanına sunulan hizmetle ilgili açılışa katıldım..
Öncelikle ‘’Arsayı bağışlayan ve diğer katkılarda bulunanlar için, emek ve hizmette bulunanlar da dahil hepsine yürekten teşekkür ediyorum.. Asıl Konum Gelince;
Aynı köyden S. Ali İhsan ÖZTÜRK katılımcılara verilen lokma esnasında (Şah Sultan Divanı) yazılı 71 sayfalık bir kitabını 10 TL karşılığı dağıttı.. Ancak, bir sürü kitaplarımı kendisine karşılıksız vermeme rağmen, kitabını istedim se de bana bir türlü vermedi.. Her neyse;
Değerlerimiz olan (DERVİŞ MUHAMMET; AHMET AŞIKİ; SULTAN HATUN, ların yaşamını konu aldığım kitabım ve yazılarımda bunların doğumu ile ilgili alıntıdan başka bir şey almadan, beni de kaynak göstererek zamanın beylerine ‘’bir yerlerden toplamış ağza alınmayacak ağır suçlamalarla verip veriştirmiş..
Saygı duyduğumuz değerli düşünür ‘’Derviş Muhammed’in Babası ‘’Seyit Hüseyin HB a dergaha giderken soyu seyit Derviş Ali yi İsa Köyde duyup döner her geldiğinde de İsa Köyü Beylerine misafir olur ve Avşar kızı Derviş Muhammed in annesi Fatma ile evlendiren de yine Beyler olur.. Her gelmesinde DERVİŞ ALİ ile birlikte ağırlayıp, dergaha uğurlayan, da yine köye yerleşmiş olan Oğuzların Bey Dili kolundan oldukları için adlandırılan İsa köyü beyleridir.. Onlara demediği kalmamış..
Bu şahısla Ali İh, Beyle uzun zamandır samimiyiz de..
Bu vesileyle dost ve arkadaş edinmekte herkesi dikkatli olmaya da davet ediyorum..
Burada değerli okuyucularıma, yazılıp yapılan suçlamaların bir bölümünü kitabın S.8 i olduğu gibi alıyor
ve değerlendirmeye davet diliyorum..
Yazı Şöyle, İsa Köyün de kalan Şah Sultan, Derviş Muhammed’in, ve Ahmet Aşıki’nin yolunu izler, haksızlıklara, yolsuzluklara, zulüm ve baskılara karşı geldikleri gibi, (rakı, şarap ve tütün gibi içeceklerle savaşmaya devam ederler, Derviş Muhammed ve Aşıki-nin köyden sürülmesinin ardından evliyalığa özeniyor gerekçesiyle köyün ileri gelenleri tarafından Şah Sultan’a da zulm etmeye başlamışlardır…
Kitabında beni de kaynak olarak gösteren Ali İhsan Bey, kitabımın sayfasından o değerlerimizin yaşamı ile ilgili yaptığım açıklamalardan tek kelime bile almadan, ‘’amacı neyse’’ Şah Sultan’’nın evini o dönem her kim basmışsa, zamanın beylerine vermiş veriştirmiş.. Aslında bu arkadaş bu konuları ne konuşur de bir öğrenme merakı vardı, demek oluyor ki sayın Ali İhsan Bey ‘’Araştırmacı yazar olmuş ve yazıyor da .. Her neyse..
Bir yerleden topladığı uyduruk suçlamalara bir bakıldığında, o değerlerimize ‘’kovuldular gibi yakıştırmaları bir konu etmiş yazıp dağıtıyor da.. S. Araştırmacı yazar Devam ediyor..
Şah Sultan, Derviş Muhammed, Ahmet Aşıki (Rakı, Şarap ve tütün gibi içkilerle savaşmaya devam ederlerken, köyün ileri gelenleri evliyalığa özeniyor gerekçesiyle Şah sultan a zulm etmeye başlamışlar..
İlerde yine devam ediyor, zaptiyeler Şah sultanı alıp götürürken atı tökezir Şah Sultan düşer zaptiyalar dönüp bakarlar ki Şah Sultan’’nın her tarafı elleri falan YEŞİL olmuş, bırakır giderler..Vay garibim vay, hangi çağda yaşıyoruz.. ‘’DBOUAİK’’ kitabımda Ben bu değerimiz düşünürümüz ‘’SULTAN HATUNU 17, yy yılın kadın şairi olarak bilinir ve öylede onura edilmektedir diye yazdım..
Değerlendirmeye sunduğum önemli konu, (Horasandan kalkıp 1071 de gelip Anadolu ya dağılıp kalanlardan (Derviş, Dede, Aşık, Şair, Pir, Mürşit hatta, 7 Ulu ozanımız da dahil, ‘’Şaraba Rakıya karşı mücadele etmiştir diyebilecek birilerini gösterilebilirler mi? S. Ali İhsan ÖZ. seni rakı sofralarında çok gördüm, O değerlerimizin karşı olduğu Rakı sofralarına niçin oturuyordun ki, hatırlarsın herhalde..
S. Araştırmacı yazar bey.. Öyleyken, Anadolu da insanı keşfeden önemini bizlere öğüt edenlerin, meclislerinde sohbetlere araç olarak kullandıkları (Dem, Mey, Dolu, Bade) de denilenler ‘’şarap ve rakı dır..
(Derviş Muhammed , Ahmet Aşıki, Şah Sultan ı bunlardan ayrı nasıl düşünebilirler ki,? ‘’Derviş Muhammed ve Ahmet Aşık inin beyitlerinde bade sunduklarından söz edilir.. Hayır haksızlık oluyor, önce onların huzuruna ve sora da, Anadolu Alevileri ve bektaşilerden ‘’öğretiye yakışmayan açıklamalarınızdan dolayı özür dilenmeniz gerekir..
Üç ulu kişilerden ‘’Derviş Muhammed ve Sah Sultan aynı yılda 1755 doğumlu eşit yaşta olduklarını bende öğrenip yazmıştım ve Ahmet Aşıki ise 1763 doğumlu olduğu tüm kaynaklarda gözükmektedir..
Babasının vefatı sırasında küçük denecek genç yaşlarda olan Derviş Muhammed ve diğer iki düşünürler, İsa köyde yetişkin yaşta, Beğlerin de Rehberi olan Baskil e bağlı Dabanbük lü Teslim Abdal ın torunu Derviş Ali den feyiz ‘’eğitim’’ aldıkları bilinir. Anzahar da buluşup hizmete açılmalarının asıl nedeni de biri birlerine olan manen gönül bağlarıdır..
Defalarca kitabımda yazılarımda ve konuşmalarımda o üç değerimizi ve yaşamlarını herkesle iyiden iyiye paylaşmışımdır.. Beyler 13 yy ortalarında İsa Köy Mahallesine ikrarlı alev olarak gelmişler ve o geleneğe de sıkı sıkıya bağlı olarak yörede de bilinirler.. Öyleyken; O konuda taş oymalar üzerinde kayıtları isbata da hazırım..
Bir de beyleri sonradan dönme alevi olarak kitabına koymuş.Ve rakıya şaraba karşı mücadele eden bu değerlerimizi köyden kovmuşlar diyorsunuz.. Ben araştırdım, araştırmacı dostlara sordum,
1071 de Anadolu ya giren Türkmen ler tümden Alevilerdi, günümüze dek, sünnilikten Aleviliğe dönen ‘’Boy, kabine, sülale, aile var mıdır?, ben bulamadım, Alevilikten Sünnileşen bir sürü sayabiliriz..
Saygılarımla Arzolunur..
487
Ziyaretçi defteri kaydı